Genel Ekonomik Durum
Genel Ekonomik Durum
Ekonomik Yapı
Komşuları ile karşılaştırıldığında küçük bir ekonomiye sahiptir. Fakir bir ülke olan Yemen azalmakta olan petrol gelirlerine bağımlıdır. Diğer Körfez ülkelerindekinin aksine Yemen’deki petrolün standardı düşüktür. 2003 yılında günlük 451 bin varille en üst seviyeye ulaşan üretim sonraki yıllarda gerilemeye başlamıştır.
Petrol ve doğalgaz sektörü tüm ekonomiyi yönlendirse de geleneksel olarak tarım, ülke ekonomisindeki ağırlığını muhafaza etmektedir. Nüfusun yaklaşık dörtte üçünün kırsal kesimde yaşadığı Yemen’de tarım sektörü GSYİH’ya %17,5, doğrudan ve dolaylı olarak istihdama %54 civarında katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla tarım sektörü, GSYİH’ya yaptığı mütevazi katkıya rağmen, istihdama, gıda tedariğine ve genel olarak kalkınmaya sağladığı katkı ile Yemen’in en önemli sektörü konumundadır.
Sanayi temel olarak petrol rafinesine ve doğalgaz çevrimine dayanmaktadır. Üretim çeşitliliği ve yeteneği son derece kısıtlıdır. Tüketici ürünleri ile alt yapı materyalleri üreten sanayinin %95’i genel olarak bir ila dört kişinin çalıştığı küçük KOBİ'lerden oluşmaktadır.
Yemen’in günlük petrol üretimi seviyesindeki düşüş, hükümetin petrol dışı güçlü sektörler yaratma arayışını hızlandırmaktadır. Bu çerçevede, doğalgaz üretimi önemli bir alternatif olarak görülmektedir. Ancak Yemen’in doğalgaz rezervleri de Körfez Ülkelerine kıyasla oldukça düşük seviyelerde olup, zaman içerisinde doğalgaza da alternatif olabilecek gelir kaynakları yaratılması zorunluluğu doğmaktadır.
1990 yılında Kuzey Yemen’in daha fakir olan Güney Yemen’le birleşmesi, ekonomiye önemli bir yük getirmiş ve işsizliği arttırmıştır. Yemen’in, Körfez Savaşı sırasında Irak’ı desteklemesi, Körfez Ülkeleriyle ilişkilerinin bozulmasına ve bu ülkelerden aldığı yardımların kesilmesine yol açmıştır. 1994 yılında yaşanan iç savaş ise, ülkede büyük istikrarsızlığa neden olmuş ve ekonomik durgunluk yaratmıştır.
Yemen Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılım başvurusunu Nisan 2000’de yapmıştır. 26 Haziran 2014’te 160. üye olarak DTÖ’deki yerini almıştır.
Yemen, Körfez Ülkeleri ile kıyaslanamayacak kadar zayıf bir ekonomiye sahiptir. Ülkede kişi başına gelir, komşu ülkelere oranla çok düşük seviyededir. Kişi başına gelir Suudi Arabistan’da 25 bin, Umman’da 27 bin dolarken, Yemen’de 2.600 dolar civarında seyretmektedir.
11 Eylül 2001 tarihindeki terör saldırısının Yemen ekonomisi üzerindeki etkisi önemlidir. Zira, bu tarihten sonra ABD ve İngiltere’nin Arap dünyası içindeki en fakir ülke konumundaki Yemen’in çeşitli terör örgütlerinin etki alanına kaymasını önlemek üzere baskısıyla zengin Arap ülkelerinden Yemen’e tamamen bağış niteliğinde mali kaynak aktarılmaya başlanmıştır. Yıllık ortalama 2-3 milyar dolar civarındaki bu kaynak, Yemen’in altyapısının ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine sarf edilmekte, belirlenen projelere, Arap Fonu ve İslam Kalkınma Bankası gibi kuruluşların denetiminde, proje bazında harcanmaktadır.
Aynı çerçevede, 2006 yılında gerçekleştirilen Londra Donörler Toplantısı’nda, Yemen’e 5,7 milyar dolar hibe yapılması kararlaştırılmıştır. Ayrıca ülkenin bir kaosa sürüklenmesini önlemek amacıyla Körfez İşbirliği Konseyi üyesi devletler, parasal yardımın hızlandırılması için çalışmalara başlamış; Yemen’in Dostları Grubu, Mart 2010’da Abu Dhabi’deki toplantılarında Yemen ekonomisine ivme kazandırılması ve Yemen ekonomisinin Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle bütünleşmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Yemen’in Dostları Grubu’nun Eylül 2012’de Riyad’da gerçekleştirdiği toplantı itibarıyla hibe/yardım taahhütlerinin tutarı 7,9 milyar dolara ulaşmıştır. En son Mart 2013’te Londra’da gerçekleştirilen toplantıda taahhüt edilen hibe ve yardımların kullanımına hız verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, Yemen uzun yıllardır Dünya Bankası’ndan fakirliğin azaltılmasına yönelik olarak çeşitli sosyal, ekonomik ve idari alanlarda gerçekleştirilen projeler vasıtasıyla çoğunluğu hibe şeklinde yardım sağlamaktadır.
Ekonomi Politikaları
Yemen’de gelir dağılımı eşitsizliği ve fakirlikle mücadele öncelikli hükümet politikalarından biridir. Ulaşım altyapısının geliştirilmesi, petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının arttırılması da öncelikli kalkınma planları arasında yer almaktadır. Ayrıca hükümet yabancı yatırımları desteklemek için vergi alanında çeşitli düzenlemeler yapmakta ve çeşitli sektörlerde özelleştirmeye gidilmesini planlamaktadır.
2013’ün ilk altı ayında petrol ve doğalgaz boru hatlarına yapılan çok sayıda saldırı önemli ölçüde gelir kaybına yol açmıştır. Diğer taraftan hükumet, düzenli olarak Suudi Arabistan ve BAE’den yakıt yardımı almasına karşın, yakıt fiyatlarını sübvanse etmeye devam etmektedir. Dolayısıyla, harcamaları kısma yönündeki niyetler, siyasi istikrarın tesisi için sürekli ertelenmektedir. Finans sistemi, kısıtlı kaynakları ve derinlikten uzak yapısı ile oluşan bütçe açıklarının karşılanmasında yetersiz kalmaktadır. Merkez Bankası’nın da kaynak sağlama konusunda yasal limitlerine ulaşması dış kredilere duyulan ihtiyacı artırmaktadır.
Yemen finans sistemi, oldukça zayıf olduğundan ve büyük ölçüde nakit paraya dayandığından, küresel sermaye hareketlerindeki oynaklıktan çok fazla etkilenmemektedir. Buna karşın, Merkez Bankası’nın en önemli politika araçlarından biri olan faiz oranındaki ayarlamaların etkisi büyük oranda kaybolmaktadır. Yemen Merkez Bankası faiz politikasını liberalleştirmeyi hedeflemektedir.