Genel Ekonomik Durum
GENEL EKONOMİK DURUM
Ekonomik Performans
1 Ocak 1993 tarihinde bağımsız bir devlet haline gelen Slovakya, Çekoslovakya’dan ayrılmasından itibaren önemli ekonomik reformlar gerçekleştirmiştir. Vergi mevzuatı, sağlık politikaları, ücretler ve maaşlar ile sosyal güvenlik sistemiyle ilgili düzenlemeler, 1990’ların başı ve ortalarında yaşanan göreli bir durgunluğun ardından bütçe rakamları açısından istikrarlı bir süreç yakalayıp 2004’te AB’ye üye olma sürecinde önemli bir basamak oluşturmuştur.
Bu dönemde yapılan reformlarla birlikte devlet kontrollü sistem tamamen düzenlenip özelleştirme süreci tamamlanma noktasına yaklaşmıştır. Özellikle bankacılık sektöründe yabancı yatırımların yoğunluğu dikkat çekerken hükümet işletmelere sağlanan kolaylıklar ve sermaye destekleyici politikalar sayesinde yabancı yatırımlarda ciddi bir artışa yol açmıştır.
Özellikle 2001-2008 döneminde Slovakya’nın ekonomik büyümesi beklentilerin de üzerine çıkmış, otomotiv ve elektronik sektörlerine yönelik yabancı yatırımlar başta olmak üzere 2008 yılına kadarki büyümenin temel noktasını ülkeye yönelik yatırımlar oluşturmuştur. Ucuz ve vasıflı işgücü, düşük vergi oranları, kurumlar ve bireyler için sabit % 19’luk vergi oranı, göreli olarak liberal sayılabilecek çalışma mevzuatı ve önemli bir coğrafi konum, Slovakya’nın avantajlarını oluşturan unsurlardır.
Ülkenin 2004 yılında önce NATO’ya, ardından AB’ye üye olması sonrasında ekonomik açıdan büyük bir gelişme sağlanmıştır. Bir önceki Dzurinda Hükümeti sırasında, 2001 yılında özellikle makroekonomik istikrarın sağlanması ve yapısal reformların gerçekleştirilmesi amacıyla yürürlüğe konulan uygulamalar, son yıllarda sonuçlarını vermiş, Slovakya AB ülkeleri içinde en fazla büyüme gösteren ülkelerden biri olmuştur.
Slovak ekonomisinin bu gelişiminde, ülkenin AB fonlarından sağlamakta olduğu teşviklerin yanı sıra özellikle son birkaç yıl içinde ülkeye büyük ölçeklerde yatırımlar gerçekleştiren Volkswagen, Peugeot-Citroen ve KİA gibi başlıca otomotiv kuruluşları ile Sony, Samsung gibi elektronik eşya üreticisi kuruluşların ihracata yönelik üretimleri önemli rol oynamıştır.
2007-2008 yıllarında Maastricht kriterlerinin tamamını sağlayan Slovakya 1 Ocak 2009 itibariyle Avro bölgesine dahil olmuştur.
Ülkenin AB üyeliği sonrası giderek gelişmeye başlayan ekonomik performansı özellikle doğu ve batı arasındaki gelir dengesinde bozulmaya neden olmuştur. Ülke genel anlamda hala Polonya’nın ardından Doğu Avrupa’daki en düşük değerlere sahip bir konumdadır ve doğu bölgeleri AB sonrası sağlanan desteklerden yeterince faydalanamamaktadır.
Hükümet bütçe açığının daraltılması amacı ile 2012 yılından bu yana bazı reformlar uygulamaktadır. Bu reformlar gelirleri artırmaya dönük uygulamalardır. Bu çerçevede kurumlar vergisi artırılmış, kademeli kişisel gelir vergisi uygulamaya konulmuş, perakende ve kurumsal mevduat hesaplarına banka vergileri yürürlüğe konulmuş, başta telekomünikasyon ve enerji sektörleri olmak üzere bazı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere yeni vergiler getirilmiştir. KDV oranında öngörülen düşürme 2015 yılına ertelenmiştir.
Reel GSYİH artış hızı 2016 yılında % 3,3 iken, 2017 yılında % 3,4’e yükselmiştir. 2017 yılında reel GSYİH artış hızındaki yükselmeye karşın, Slovakya’nın dışa açık ekonomisi Avro bölgesindeki zayıf talep ve AB-Rusya kriznin negetif etkileri nedeni ile yeterince büyüyememiştir.
Büyümenin itici gücü 2014 yılına kadar ihracat olmuştur. 2014 yılında büyüme özel tüketime dayalı olarak gerçekleşmiştir. Avro bölgesi ekonomilerindeki yavaşlama nedeni ile ihracatın daralması buna karşılık ülke içinde artan istihdam ve düşük enflasyona bağlı olarak reel ücretlerin artması bu gelişmenin başlıca sebepleridir. İstihdam ve reel ücretlerin 2015’te de artmaya devam etmesi ve netice olarak özel tüketimin artması ve ekonomik büyümede artış etkisinde bulunması beklenmektedir. 2018 yılında GSYİH’da % 4 artış olacağı tahmin edilmektedir.
Orta vadede ekonik büyümenin kriz öncesinde ortalama % 7 üzerinde olan seviyelere dönmesi beklenmemektedir. 2017-2022 yılları arasında % 3,8 oranında yıllık oratalama büyüme hızı öngörülmektedir.
Otomotiv sektörü sanaya sektörünün başlıca itici gücü olmaya devam edecektir.