Genel Ekonomik Durum
Ekonomik Yapı
Çok verimli topraklara, dünyadaki en büyük yağmur ormanlarına, büyük maden ve mineral rezervlerine ve hidroelektrik üretim potansiyeline sahip olmasına rağmen, Demokratik Kongo dünyadaki en fakir ülkelerden birisidir.
Demokratik Kongo, 1960 yılında bağımsızlığını kazandığında Güney Afrika’dan sonra Afrika’nın en çok endüstrileşmiş ikinci ülkesi iken ülke ekonomisi 1980’lerin ortalarından itibaren kötü bir gidişat içine girmiştir. Enflasyon, yolsuzluk, istikrarsızlık ve açık olmayan ekonomik ve mali politikalar, güvenilmez ve belirsiz hukuki bir altyapı gibi mevcut problemlere, 1996 yılından sonra başlayan iç savaşla birlikte ortaya çıkan ulusal üretim ve gelirin düşmesi ve dış borcun artması gibi yeni sorunlar da eklenmiştir.
Bunların sonucunda ülkede faaliyet gösteren yabancı sermaye operasyonlarını durdurmuştur. Ülkenin iç savaştan önce de var olan en büyük problemi yolsuzluktur. Mobutu rejimi döneminde, 1990’lı yıllarda, kayıt dışı ekonominin büyüklüğü resmi GSYİH’nın üç katı kadardı. Bu büyüklüğün bugün neredeyse dokuz kata ulaştığı düşünülmektedir. Birkaç çokuluslu şirket haricinde ülkede faaliyet gösteren birçok şirket operasyonlarının bir kısmı halen kayıt dışı yapılmaktadır.
Demokratik Kongo doğal kaynaklar bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Elmas ve altının yanı sıra stratejik önemi haiz koltan ve uranyum gibi madenlere, akarsular bakımından ise dünyanın en büyük havzalarından birine sahiptir. Orman ürünleri önemli gelir sağlamaktadır. Tüm bunlara karşın ülkedeki sosyal yapının harap halde olması sebebiyle fakirlik ve salgın hastalıklar gibi sorunların üstesinden gelinememektedir. Bu sosyal yapı içerisinde, doğal kaynaklardan elde edilen zenginlikler, yabancı işleticilere, sermaye sahiplerine ve yolsuzluk ekonomisi içerisinde saf tutan kişilere akmaktadır. Bu da alım gücü yüksek bir zümre yaratmaktadır. Diğer taraftan, bu ülkede konuşlandırılmış BM personelinin ve iş maksadıyla bulunan yabancıların sayısı da on binlerle ifade edilmektedir. Bu da başlı başına bir alım gücü doğurmaktadır. Halkın geneline bakıldığında ise, alım gücü her ne kadar düşük düzeyde ise de, kalabalık nüfus göz önünde bulundurulduğunda önemli bir ticaret potansiyeli yaratmaktadır.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin ekonomisi temel olarak tarıma dayanmaktadır. Nüfusun %70’i kırsal kesimde yaşamaktadır. Tarım sektörünün GSYİH’ya katkısı yaklaşık %40’tır. Tarım genellikle geleneksel metotlar kullanılarak küçük çiftçiler tarafından yapılmaktadır. Şeker, pamuk, kahve, kakao, palm yağı, kauçuk, çay önemli ürünlerdir. Ülkenin kuruluşundan bu yana hükümetler tarım sektörüne özendirici bir biçimde davranmamıştır. Üreticilere düşük fiyatlandırma yapmaları yönünde baskı yapmış, ucuz yiyecek maddeleri ithal etmiş, tarım kesimine kredi kullandırmamış, ulaşım ve enerji altyapılarına özen göstermemiştir. Kahve üretimi, palmiye kerestesi ve tohumu üretimi giderek düşmektedir. Mobutu yönetimi tarafından uygulanan tüm bu bilinçli geri bırakma politikasının sonucu olarak Demokratik Kongo şu anda net tarım ürünleri ithalatçısı konumundadır. Tarımın milli üretimdeki payı 1990’lardan 2000’lere doğru artmasına rağmen, tarım üretimi kendi içinde büyük bir düşüş göstererek 1990’larda 3,4 milyar Dolarken 2000’li yıllarda 2,1 milyar Dolara gerilemiştir. Joseph Kabila yönetimi kırsal gelişmeyi ön plana almayı ve başta yollar olmak üzere kırsal kesimin altyapısını geliştirmeye söz vermiştir.
Madencilik Demokratik Kongo’ya döviz kazandıran en önemli sektördür. Fakat potansiyelinin çok altında bir performansla GSYİH’daki payı %11 olarak gerçekleşmiştir. Güney Katanga dünyanın en zengin bakır ve kobalt rezervlerine sahiptir. Çinko, kalay, tantal, nobium, germanyum, kadmiyum, manganez, uranyum ve daha birçok az bulunan maden Demokratik Kongo’nun güney ve doğusundan çıkarılmaktadır. Ülkenin bakır ve kobalt rezervlerinin çoğu bir devlet kuruluşu olan “Gecamines” tarafından işletilmektedir. Madencilik sektörünün düşük performansının ana nedenlerinden biri de zaten bu kuruluşun verimsiz çalışması ve yolsuzluğun sık rastlanır olmasıdır.
Demokratik Kongo’nun orta kesimleri, özellikle Doğu Kasai bölgesi, dünyanın en büyük endüstriyel elmas rezervlerine sahiptir. Demokratik Kongo 1980’lerde dünyanın dördüncü en büyük endüstriyel elmas üreticisiydi. Endüstriyel elmas son zamanlarda da hala ülkenin ihracat gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturmaktadır. Endüstriyel elmasın yanı sıra mücevher yapımında kullanılan ve çıkarılması ince isçilik gerektiren elmas rezervleri daha çok Angola sınırındaki bölgede bulunmaktadır. Ülkenin elmas üretiminin 2/3’ü ince işçilik isteyen kazılardan elde edilmektedir. Elmasların büyük bir çoğunluğu Belçika, İsrail, Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hindistan’a ihraç edilmektedir. Batı ve kuzeydoğu Kongo ise önemli boyutta altın rezervleri barındırmaktadır. Fakat şu andaki altın üretimi son derece küçük boyutlarda olup küçük girişimciler tarafından yapılmaktadır.
Son zamanlarda madencilik sektörü köklü bir değişim geçirmektedir. 2001 yılında hükümet elmas ihracatında tekele son vermiş ve diğer bağımsız elmas ihracatçılarına da yolu açmıştır. Madencilik Bakanlığı da bürokratik engelleri azaltan ve vergi avantajları sağlayan daha liberal ve şeffaf bir hukuksal düzenlemeye gitmiştir.
1990 sonrası yaşanan ekonomik çöküş öncesi Demokratik Kongo’nun imalat sanayi Sahra’nın güneyindeki diğer ülkelere nazaran çok daha gelişmişti. Kinşasa ve Lubumbaşi’de yoğunlaşmış olan üretim; tekstil, oto montaj, içecek, sabun, plastik, gıda, ayakkabı, tekerlek gibi sektörleri içermektedir. Son zamanlarda, hükümet 1970’lerde kurulmuş olan çelik, çimento fabrikaları ile petrol rafinerisini yeniden canlandırmaya çalışmaktadır. Demokratik Kongo’da hükümetler her zaman yerel imalat sanayini desteklediklerini söyleseler de maliyetlerin yüksek olması, ticaret odalarının etkisi ve yolsuzluklar nedeniyle her zaman ithalat imalat sanayinin önüne geçmiştir.
Sahra’nın güneyindeki diğer Afrika ülkelerine oranla Demokratik Kongo’nun ham petrol üretimi son derece azdır. Buna rağmen petrol 1990’lar boyunca ülkenin en güvenilir ve devamlı gelir kaynağı olmuştur. Shell, Mobil, Fina, Elf, Agip ve Cohydro (Kongo devlet kuruluşu) dağıtım şirketlerinden başı çekenlerdir. Bunlar haricinde birçok küçük şirket de ithalat ve dağıtım işine girmektedir. Joseph Kabila hükümeti, petrol sektöründe değişikliğe giderek petrol fiyatlarını dört katına çıkarmıştır. Petrol dağıtım şirketleri ise hükümetten petrol fiyatlarındaki keyfi ayarlamaları engelleyecek bir otomatik ayarlama sistemi talep etmektedir.
Tropik sularla dolu bir ülke olan Demokratik Kongo’da elektrik sektörü büyük bir potansiyel (100,000 megawatt, dünyanın %13’ü kadar) arz etse de hiçbir zaman ülkenin GSYİH’nın %1’inden fazlasına katkıda bulunamamıştır. 1970’lerde yapılmış olan Atlantik kıyısındaki Inga Barajı ve yüksek gerilim dağıtım şebekesi büyük oranda yıpranmıştır. Dağıtım kanalları belli başlı şehirlerin dışında etkin değildir. Inga şu anda 2.500 mw’lık kapasitesinin sadece %25’ini kullanabilmektedir. Hemen hemen tüm üretim ve dağıtım kanalları onarım gerektirmektedir.